Kısırlığa tüp bebekle çare bulan İngiliz bilimadamı Robert Edwards Nobel tıp ödülüne layık görülmüştür. Edwards'ın 1950'lerde başlayan tüp bebek araştırması en nihayet 1978 yılında ilk tüp bebeğin doğumuyla meyvesini vermiştir. Tüp bebek, IVF tarafından tasarlanan bir bebektir. IVF, "vitro" kelimesinin cam anlamına geldiği tüp bebek tedavisinin kısaltılmışıdır. Tüp bebek ya da bilimsel ismiyle in vitro fertilizasyon, bir yumurtanın sperm tarafından, vücut dışında suni olarak döllenmesi sürecidir. IVF, kısırlık tedavisinde diğer yardımlı üreme yöntemleri başarısız olduğunda kullanılan önemli bir tedavi yöntemidir. Test yoluyla bir bebeğe hamile kalmak oldukça zaman alır. Doktor öncelikle yumurtalık rezervine bakar ve diğer tüm kontrolleri yapar. Yumurtalıkların ve diğer üreme organlarının durumunu kontrol etmek için USG yapılır.
Tüm yasal ve duygusal konuları tartıştıktan sonra süreç başlar. Bu beş adımlık bir prosedürdür. Tüp bebek birden fazla yumurta gerektirdiğinden, kadına ilk aşamada doğurganlık ilaçları verilir. Hasta düzenli kan tahlilleri ve USGS ile doktor gözetiminde olacaktır. Bu, bir kadının vajinasından yumurtalıklara bir iğnenin yerleştirileceği ve folikül içeren bir yumurtanın emilerek çıkarılacağı cerrahi bir prosedürdür. Bu işleme foliküler aspirasyon denir. Bu prosedürde, meni örneğinden alınan sperm, bir petri kabında yumurta ile karıştırılır. Spermler gece boyunca yumurtaları döller. Bu cam kap bir laboratuvarda doktor kontrolünde tutulmalı ve yumurtanın bölünüp gelişmediği sürekli izlenerek kontrol edilmelidir. Bu aşamada embriyolar da genetik testlerden geçirilir. Döllenmeden üç ila beş gün sonra embriyo yeterince büyümüştür, bir kateter yardımıyla kadının rahmine implante edilir. Gebeliğin sonraki süreci embriyoda gerçekleşir ve altı ile on gün arasında sürer.