1845 yılına kadar pek çok kişi anestetik ajanlar uygulamış olsa da bunlar geniş çapta duyulmamış ve genel tıbbi uygulamaları etkilememiştir. 16 Ekim 1846'da Boston'daki Massachusetts General Hospital'da eter anestezisinin ilk halka açık gösterimi gerçekleşmiş ve tarihi süreç başlamıştır. Sürecin başlangıcı sağlayan anestezist William Morton'du ve cerrah John Warren’dır. Operasyon, Gilbert Abbott'ın çenesinin altındaki bir yumrunun çıkarılması olmuştur. Anestezinin ortaya çıkışı tüm dengeleri değiştirmiştir. Cerrahi pratiğin evrimi, anesteziye ve bununla birlikte Lister'in karbolik spreyi yoluyla antisepsi girişine bağlı olmuştur. Eter kullanıldıktan sonra başka inhalasyon ajanları eklenmiştir. Kloroform, Kasım 1847'de Edinburgh'daki Kadın Hastalıkları Profesörü James Simpson tarafından tanıtılmıştır. Bu daha güçlü bir ajandı, ancak daha ciddi yan etkileri bulunmaktadır.
Bir sonraki büyük gelişme, 1877'de lokal anestezi (kokainin) kullanılmaya başlanmasıdır. Sinir blokları ve ardından spinal ve epidural anestezi, 1900'lerde eter ve kloroformun gerektirdiği devasa anestezi derinliği olmadan ameliyata izin vermiştir. Bir sonraki önemli yenilik ise trakeaya yerleştirilen tüplerin kullanılmasıyla hava yollarının kontrolü olmuştur. Bu nefes kontrolü ve 1910'larda tanıtılan teknikler, 1920'lerin sonlarında ve 1930'ların başlarında mükemmelleştirilmiştir. Tubokürarin formundaki kürar klinik anestezide ilk olarak 1943'te Montreal'de Dr Harold Griffith tarafından kullanılmış ve İngiltere'de 1946'da Liverpool'da Profesör Gray tarafından uygulanmıştır. Obstetrik analjezi ve anestezi, kaza ve acil servislerde acil tıp, resüsitasyon, büyük kaza bakımı, akut ve kronik ağrı yönetimi ve hastaneler arasında hasta transferlerinde yer almaktadır. Günümüzde anestezi artık çok güvenlidir. Çoğu yüksek gelirli ülkede anesteziyle doğrudan ilişkili ölüm oranı 250.000'de 1'den az olarak ölçülmektedir.