Türkiye ekonomisi son yıllarda kötü gidişatını sürdürüyor ve üst üste kara tablolar ile karşı karşıya kalıyor olsa da, halen cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizi olarak, 2001 yılında yaşanan büyük yıkım gösteriliyor. 2001 Türkiye Ekonomik Krizi’nin ortaya çıkışı pek tabii ki bir anda olmadı. 1990’lardan itibaren hatta daha da geçmişe gidersek 1980’lerden itibaren süregelen kötü ekonomi yönetimi ve siyasi istikrarsızlık, krizin başlıca nedenleri olarak gösterilebilir. Bu nedenleri, tabii ki yüzeysel olarak değil detaylı şekilde incelemek, tarihimizin en vahim ekonomik tablolarından birini anlamamızı daha da kolaylaştıracak.
2001 krizi, o yılki MGK (Milli Güvenlik Kurulu) toplantısında yaşanan tatsız hadise ile gün yüzüne çıktı. Başbakan Bülent Ecevit ile Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer arasında başlayan gerilim, toplantıda tavan yaptı ve Sezer, Ecevit’e anayasa kitapçığı fırlattı. Bülent Ecevit, duruma tepki gösterdi ve toplantıyı terk etti. Toplantı çıkışı açıklama yapan Ecevit, bu sorunu bir “devlet krizi” olarak niteledi. Bu açıklama üstüne piyasalar hızla ters düz oldu. Türkiye’de ekonomi bir günde ciddi kayıplar yaşadı. Krizi başlatan hadise bu olsa da 2001 Türkiye Ekonomik Krizi’nin nedenleri çok daha sorunlu bir geçmişe dayanıyor.
1994 yılında, Tansu Çiller yönetimindeki Türkiye’de yaşanan döviz krizi, Türk Lirasına Amerikan Doları karşısında %160’a varan değer kaybı yaşattı. Bu krizin etkileri daha ülkenin gündeminden düşmeden başlayan siyasi istikrarsızlık dönemi ve dış ekonomide yaşanan bazı sorunlar Türkiye’nin sonunu hazırladı. 1998’de Türkiye’nin büyük ticari ortağı Rusya’nın yaşadığı kriz ve 1999 Marmara Depremi, zaten kötü olan Türkiye ekonomisinde derin yaralar açtı. 2000 yılı sonlarında yaşanan likidite sorunu da, tüm bu olaylar sonrası, çöküşün tuzu biberi oldu. Tüm problemlerin neticesinde, 2001 krizi kaçınılmaz bir reaksiyon olarak karşımıza çıktı.
2001 Türkiye Ekonomik Krizi’nin patlak verdiği MGK toplantısının tarihi olan 19 Şubat 2001 günü, piyasalarda 7 milyar Amerikan Doları üzerinde talep oluştu. Gecelik faizler %5000’in üzerine çıktı. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, bir günde %20 değer kaybetti. Tüm bunlar yetmezmiş gibi ABD Doları ve Alman Markı gibi para birimleri lira karşısında %100’den fazla değer kazandı. Kısa sürede yüz binlerce kişi işsiz kaldı, esnaflar kepenk kapadı.
Türkiye, 2001 krizinin yaralarını sarmak için uzun yıllar mücadele etmek zorunda kaldı. Bankacılık sektöründe reforma gidildi ve IMF destekli yeni bir ekonomi programı yürürlüğe girdi.