bifikirbifikir

Sessiz İstifa: İş Hayatında Yeni Bir Kavram Olan Sessiz İstifa Ne Demek?

Sessiz İstifa: İş Hayatında Yeni Bir Kavram Olan Sessiz İstifa Ne Demek?
Covid-19 pandemisi, savaşlar ve savaş ihtimalleri, aynı zamanda küreselleşen dünyanın getirdiği negatif etkiler derken kısa zaman önce, genel gidişat iş dünyasında yeni bir tanımın ortaya çıkmasına neden oldu. Bu kavram son günlerde medyada ve internet mecrasında o kadar yayıldı ki duymayan pek kimse kalmadı. Muhtemelen birçoğunuz “sessiz istifa” kavramından bahsettiğimizi çoktan anladınız bile.

İlk olarak ABD’nin New York şehrinde yaşayan 24 yaşında bir gencin kullandığı “quiet quitting” (sessiz istifa) kavramı tüm iş dünyasının gündemine bomba gibi düştü. Maddi ve manevi anlamda iş yükünün altında ezilen ve işinde beklediğini bulamayan çalışanlar istifa etmek yerine alternatif bir yol seçmeye yöneldi. İşi bırakmadan, işten kovulmayacak düzeyde işi yürütmek ve tabiri caizse idare etmek “sessiz istifa olarak tanımlanıyor. Günümüzde pek çok insan bu seçeneğe yöneliyor ve gerçekten istifa etmiyor. Tabii ki bu seçim de çalışanlara bir mutluluk ya da maddi anlamda bir kazanç getirmiyor. Yalnızca biraz daha fiziksel ve mental enerjilerini korumalarını sağlıyor. Aslında geçmişte de işini bu tarzda yürüten ve çoktan “sessiz istifa” etmiş çalışanlara rastlamak mümkündü. Yani, bu durum aslında çok yeni ve inanılmaz bir gelişme değil; ancak “sessiz istifa” olayının bu denli artması dikkat edilmesi gereken bir durum olarak nitelendirilebilir. Ortaya “sessiz istifa” diye bir kavramın çıkması zaten bu olayın tüm dünyada ne denli yaygınlaştığını da gözler önüne seriyor.

İşte en azı yapmak ve yapılması gerekenler dışında ekstra hiç bir şey yapmamak anlamına gelen “sessiz istifa” tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de oldukça yaygın bir davranış haline geldi. Hatta Türkiye’de “sessiz istifa” oranının yüksek derecelerde olduğu bazı araştırmalar sonucunda ortaya çıkan raporlarda görünüyor. Bir de bunun yanında “sessiz işten çıkarma” olarak bilinen, yeni bir durum da ülkemizde yoğun bir şekilde görülüyor. “Sessiz işten çıkarma”, “sessiz istifa” kavramının patronlar tarafından uygulanan hali diyebiliriz. İşveren çalışanı işten çıkarmak yerine sıfır destek ile onu çalıştırmaya devam ederse buna “sessiz işten çıkarma” deniyor. Ödül, maaş artırımı, iş gücü desteği ve gelişme – büyüme gibi konularda hiç destek alamayan çalışan “sessiz işten çıkarma”ya maruz kalıyor. Bu kavramı anlatma sebebimiz ise “sessiz istifa” kavramının ne olduğunu daha iyi anlamayı sağlamaktı. Çünkü bu iki kavram bir düzlem üzerinde karşılaşıyor ve birbirini tamamlıyor. “Sessiz istifa”ya geri dönecek olursak ülkemizde bu konu özelinde yapılan araştırmalara bir göz atmanın faydalı olabileceğini düşünüyoruz.

İş dünyasını ve gençleri bir araya getiren bir kuruluş olan Youthall Türkiye’nin hazırladığı “sessiz istifa” raporu çok çarpıcı rakamlar ortaya koydu. Türkiye’de iş hayatındaki gençlerin %24’ü “sessiz istifa” sürecinde olduğunu beyan ederken gençlerin % 47’si ise bu kavrama kendilerini oldukça yakın hissettiklerini ve yatkın olduklarını ifade ediyorlar. Gençleri “sessiz istifa” sürecine iten başlıca faktör ise düşük maaş diyebiliriz. Araştırmaya katılan gençlerin %35’i düşük maaştan şikayet ederken, % 22’si iş yüzünden özel hayatına zaman ayıramamaktan, %15’i belirsiz iş tanımından, %14’ü kariyerinde gelecek görmemesinden ve %8’i uzun mesai saatlerinden şikayetçi. Tüm bu olumsuz etmenlerin birleşmesi ise “sessiz istifa” sürecini başlatıyor. Gençlerin %35’i ise şartların düzeltilmesi sözü verilir ya da bu anlamda somut faaliyetler yapılırsa “sessiz istifa” sürecini sonlandıracağını söylüyor. Ayrıca “sessiz istifa” kavramı yalnızca gençleri kapsayan veya onları etkileyen bir kavram değil. İş hayatında çalışan tüm bireyler bu tarz bir durumun içerisine girmiş / girebilir ve her yaştan insan hiç farkında olmadan “sessiz istifasını” sunmuş bile olabilir.

İş dünyası için küresel bir tehdit olarak da görülen “sessiz istifa” aslında hem işverenler hem de çalışanlar için uzun sürede son derece olumsuz etkileri olabilecek bir durum olarak nitelendiriliyor. Çalışanlar iş verimini minimuma indirgeyerek yola devam ettiklerinde doğal olarak kariyerlerinin ileri safhalarında bu durumun ortaya çıkardığı olumsuz sonuçlara da katlanacak gibi gözüküyor. Zira sadece idare etmek için iş yapmak çalışanların gelişimi üzerinde negatif bir etki oluşturuyor ve çalışan birey tabiri caizse işinin ne olduğunu, kendisinde hangi niteliklerin olduğunu bile unutuyor. İşveren ise tam manasıyla verim alabileceği bir çalışanı işe kanalize etmek yerine sadece standart hizmetleri sunabilen bir çalışanı aynı pozisyonda tutarak, farkında olup ya da olmadan işinde gerileme sürecine giriyor. Bu durumun oluşmasında ise işveren çalışan kadar masum durumda olmayabilir. Tabii ki bu hadiselerin sonucunda çok fazla alternatif senaryo da karşımıza çıkabiliyor. İşverenin tam kontrolünde gelişmeyen olaylar da “sessiz istifa” sürecine ön ayak olabiliyor.

“Sessiz istifa” kavramını ele alırken gençlerden yani Z kuşağından ısrarla bahsedilmesinin sebebi ise bu grubun “sessiz istifa” olgusuna daha yatkın olmalarından kaynaklanıyor. Genç kuşak itaatkar ve sisteme uyumlu bir profil sergilemediği için tırnak içinde isyana ve pasif tepkiye kendisini çok daha yakın hissediyor. Tüm dünyada yapılan araştırmalarda özgürlüğüne daha çok düşkün olan ve ne istediğini net bir şekilde bilen Z kuşağının “sessiz istifa” sürecine çok daha yatkın olduğu ve pasif direniş ile iş yerindeki yöneticilerine bu yönde sinyalleri çok daha net bir şekilde verdiği tespit edildi.

Dünyanın genel ekonomik ve sosyal konjonktürü ve iş dünyasının son dönemde girdiği büyük çıkmaz göz önüne alındığında bu “sessiz istifa” kavramının ve buna benzer kavramların hayatımızda uzunca bir süre daha yer edeceğini tahmin etmek zor değil. Hayat eski alışkanlıklardaki normallere dönmediği sürece “sessiz istifa” hem çalışanların hem de işverenlerin korkulu rüyası olacak gibi görünüyor.

01.10.2022
Yorumlar
01.10.2022 - 21:55
Buna sessiz istifa diyemem ancak şöyle bir tecrübem olmuştu. Finans sektöründe, yaklaşık 1.200 kişilik bir satış ekibimiz vardı. Benim iyi performans gösterdiğim bir kariyerim olmuştu. Her gün yayınlanan satış ligi şeklinde bir liste vardı. Bir kere başarılı olunca listenin tepesinde olmak için içimde doğal olarak bir baskı hissediyordum. Tabi bir performans değerlendirmesi yapılıyordu ve kronik başarısızlar olağan olarak işten çıkarılıyordu. İşte bu listede bazı tipler vardı; ne öldüren ne de güldüren tiplerdi bunlar ve bu kitle inanılmaz stressiz bir şekilde çalışırlardı. Bu sessiz istifa olarak tabir edilemez ancak bazen bu adamların rahatlığını kıskanırdım :)
02.10.2022 - 14:34

Onlar biraz işin amiyane tabir ile rölantisini bulmuş tipler Özkan Bey. Çok iyi tasvir etmişsiniz gerçekten benim de o tipte olan tanıdıklarım gözümde canlandı :)

İlgili İçerikler

İnsan hayatının uzun yıllardır süregelen kendine özgü bir düzeni var. Doğmak, eğitim almak ve çalışmak… Hemen hemen her çocuk eğitim...

Benzer İçerikler

Akaryakıt özellikle de benzin ve motorin tüm dünyada uzun yıllardır yaygın şekilde kullanılıyor. Bugün yenilenebilir enerji kaynakları enerji sektöründeki payını...

Hepimizin tahmin edebileceği üzere geçmişten bu güne “gıda” her zaman dünyanın en büyük ticari sektörlerinden biri oldu. İnsanın en temel...

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de reklamcılık sektörü oldukça büyük hatalara imza atabiliyor. Bu hatalar, nelerden kaynaklandıklarına göre ayrılıyor diyebiliriz....

Günümüzün dijitalleşen ve globalleşen dünyasında pek çok iş alanında olduğu gibi finans dünyasında da teknolojinin büyük etkisini görmek mümkün. Teknolojinin...

Aslında herkesin çok yakından şahit olduğu ve deneyimlediği bir gerçekten bahsetmek istiyorum. Günümüzde teknoloji çok hızlı bir şekilde gelişiyor ve...