Amerikan Fransız ortak yapımı olan Mulholland Drive, 2001 yılında vizyona girmiş ve yönetmeni David Lynch’e hem Cannes Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ödülü hem de Akademi ödülü adaylığı kazandırmıştı. Ayrıca BBC Culture tarafından yapılmış olan 21. yüzyılın en iyi filmi anketinde de birinci sırada yer almayı başarmıştı. David Lynch’in ustalık eseri olarak kabul edilen Mulholland Drive’ın senaryosu da kendisine ait. Oyuncu kadrosunda ise Naomi Watts, Laura Elena Harring ve Justin Theroux gibi ünlü isimler yer alıyor.
Mulholland Drive için sürreal bir gerilim yapımı denilebilir. Filmi seyretmeye başladığınızda ne olup bittiğini anlamakta güçlük çekiyorsanız merak etmeyin, yalnız değilsiniz. Aslında filmin başarmak istediği de tam olarak bu bilinmezlik havasına yaratmak. Her şeyden önce, Mulholland Drive’da zamanın akışı bildiğimiz gibi ilerlemiyor. Hatta film iki farklı bölüme ayrılarak işlenmiş.
Mulholland Drive denilen bir yerde trafik kazası geçiren bir kadın hafızasını kaybediyor ve arabadan yalnızca o sağ çıkabiliyor. Ne olduğunu, nerede olduğunu anlayamayan kadın geceyi geçirebilmek için bir Hollywood yıldızının evine sığınıyor. Kadın adını bile hatırlamıyor ve kendini gördüğü bir posterde yazan isim olan “Rita” olarak tanıtıyor. Burada Betty adında başka bir kadınla tanışıyor ve birlikte kim olduğunu hatırlamaya çalışıyorlar. Zamanla bu iki kadının arasında gelişen ilişki gitgide içinden çıkılması zor olan bir bilmeceye dönüşüyor. Uyku ve uyanıklık, rüya ve gerçek arasında adeta mekik dokuyan Mulholland Drive, bir süre gerçeklik algınızın bozulmasına neden oluyor.