Yönetmenlik koltuğunda Türk sinemasının usta yönetmenlerinden Nuri Bilge Ceylan’ı gördüğümüz Kış Uykusu, 2014 yılında katıldığı Cannes Film Festivali’nden Altın Palmiye ve FIPRESCI ödüllerini toplayarak dönmeyi başararak göğsümüzü kabartmıştı. Altın Palmiye ödülüne layık görülen ikinci Türk filmi olmasının yanı sıra, farklı sinema ödüllerinde 32 kez aday gösterildi ve toplamda 19 ödülün sahibi oldu. Nuri Bilge Ceylan’ın tıpkı Yılmaz Güney’in 1982 yılında Altın Palmiye ödülünü aldığında yaptığı gibi yumruğunu sıkarak verdiği poz da Türk sinema tarihinin en unutulmaz anlarından biri olarak tarihe geçti.
Başrollerini Haluk Bilginer, Demet Akbağ ve Melisa Sözen’in paylaştığı Kış Uykusu’nda Serhat Kılıç, Nadir Sarıbacak, Nejat İşler ve Ayberk Pekcan gibi başarılı oyuncular da yer alıyor. Filmin senaristleri ise Nuri Bilge Ceylan ve Ebru Ceylan. Ancak filmdeki bazı bölümler, Anton Çehov’un imzasını taşıyan öykülerden ilham alıyor. Filmin sinematografik açıdan aldığı övgülerde Nuri Bilge Ceylan’ın yanı sıra, görüntü yönetmeni Gökhan Tiryaki’nin de payı büyük. Sayısız eleştirmenden ve izleyiciden tam not alan Kış Uykusu, IMDB’de de en yüksek puanlı Türk filmlerinden biri.
Kış Uykusu, Haluk Bilginer’in hayat verdiği Aydın karakterinin ve onun ailesinin başından geçen olayları konu alıyor. Aktörlükten emekli olduktan sonra Kapadokya’ya yerleşen ve babasından ona kalan oteli işletmeye başlatan Aydın, kendisine çok uzak davranan karısı Nihal ve onu sürekli eleştiren gözlerle izleyen kız kardeşi Necla’yla birlikte yaşıyor. Aydın’ın son derece durağan ve eylemsiz geçen yaşamı, filmin entelektüel kavramına odaklanmasının tezahürü. Ne kendi yaşamı ne de çevresindeki kişiler için herhangi bir sorumluluk almayan Aydın, yaşadığı problemlerin üstesinden gelmenin yollarını ararken çıkmaza düşüyor.