Dünya edebiyat tarihinin köşe taşlarından biri olan Palto, kendisinden sonra gelen bütün Rus yazarları etkilemiş olan ve hatta Rus edebiyatına yön verdiğini de rahatlıkla söyleyebileceğimiz Nikolay Gogol’ün en ünlü eserlerinden biri. Yaklaşık 50-60 sayfa uzunluğunda bir uzun öykü, diğer ismiyle novella olan Palto, Gogol’ün çarlık döneminde yazdığı öyküleri derlediği Petersburg Öyküleri’nin içinde yer alıyor.
Yazarın ustalıklı ve hiciv dolu anlatımı, eserin yayımlandığı döneme tek kelimeyle damga gibi vurmuş. Ancak Gogol’ün bu eserde öyle güçlü ve gerçekçi bir anlatıya imza atmış ki, feodalizmin merkezine yerleşmiş olan bürokratik aygıt bundan epey rahatsız olmuş. Bu sebeple yazar, bu eseri kaleme aldığı için bir dönem Rus halkına ihanet etmekle ve onları aşağılamakla bile suçlanmış. Ancak aldırmayın. Dostoyevski bu eser için “Hepimiz Gogol’ün paltosundan çıktık.” cümlesini boşuna sarf etmemiş. Palto, yayımlandığı dönemin üzerinden yüz elli yılı aşkın zaman geçmesine rağmen, hâlen Rus edebiyatını şekillendiren bir başyapıt olarak zirvedeki yerini koruyor.
Gogol’ün sıradan bir kalem memuru olan Akakiy Akakiyeviç’in yeni paltosu üzerinden Rusya’nın kötü, çarpık, gülünç ve baskıcı yönlerini müthiş bir şekilde sergilediği Palto, bugüne dek defalarca tiyatroya da uyarlanmış bir eser. Binbir güçlükle edindiği yeni paltosunu çaldıran Akakiyeviç, yaşadığı üzüntü sebebiyle adım adım ölüme doğru sürükleniyor. Küçük ve sıradan insanların trajedisini çok başarılı bir şekilde anlatan Gogol, istisnasız her okurun mutlaka tanışması gereken bir yazar. Siz de henüz Gogol’le tanışmadıysanız Palto, başlamak için çok doğru bir eser.