Stefan Zweig’ın yazarlık yolculuğunun ilk yıllarında kaleme aldığı ve yalnızca 23 yaşındayken okurlarla buluşturduğu eseri Hayatın Mucizeleri, yazarın tarihe ve psikolojiye karşı duyduğu ilginin çok erken dönemde başladığını gözler önüne seriyor. Ancak ülkemizde farklı yayınevlerinden Hayatın Mucizeleri ismiyle basılan eserlerin arasında bazı farklılıklar mevcut. Örneğin, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nın Modern Klasikler Dizisi içinde bastığı eser, içinde yalnızca Hayatın Mucizeleri isimli uzun öyküyü barındırması sebebiyle 80 sayfa uzunluğunda. Ancak Can Yayınları’nın yine aynı isimli baskısı, Zweig’ın I. Dünya Savaşı’nın öncesinden başlayarak II. Dünya Savaşı’nın bitimine dek yayımladığı öyküleri bir araya getiriyor. Bu baskı 264 sayfa uzunluğunda ve içindeki öyküler Hayatın Mucizeleri, Erika Ewald’ın Aşkı, Mecburiyet, Görülmeyen Koleksiyon, Geç Ödenen Borç ve Wondrak şeklinde sıralanıyor.
Gelelim kitaba ismini veren ve birçok yayınevi tarafından tek başına bir eser halinde basılan Hayatın Mucizeleri adlı öyküye: Zweig’ın okurlarını 16. yüzyıla götürdüğü bu eser, Yahudi genç bir kızın yolunun yaşı ilerlemiş Hristiyan bir ressamla tesadüfen karşılaşmasını konu alıyor. Çocukluk yıllarında Hristiyanların şiddet eylemlerine maruz kalan Esther isimli genç kız, ressamın Katolik kilisesi için resmedeceği dini bir tabloya modellik etmeye karar veriyor. Zweig’ın romanın mekanı olarak Anvers’i seçmesi, eserin temeli olan dini temalara ve sanata ideal bir zemin hazırlıyor.