İmza attığı plaklar, rol aldığı filmler ve renkli kişiliğiyle çoktan unutulmazlar arasına giren Dario Moreno’yu bu topraklarda yetişmiş en büyük seslerden biri olarak tanımlamak yanlış olmaz. Asıl ismi David Arugeto Moreno olan Yahudi asıllı usta sanatçı, 3 Nisan 1921 tarihinde dünyaya geldi. Doğum yeri bazı kaynaklarda Aydın’ın Germencik ilçesi olarak geçse de ilerleyen yıllarda kullandığı belgelerde İzmir olarak değişiyor. Babasının trajik ölümünden sonra annesiyle birlikte İzmir’e taşınan Moreno, annesinin ikinci evliliğini yapmasının ardından üvey babasının talebiyle yetimhaneye verildi. Geçinebilmek için çok küçük yaşlarda sokaklarda çalgıcılık yapmaya başladı. Gündüz okul çaylarında, geceleri de meyhanelerde İspanyolca şarkılar ve ilahiler söyledi. Getir götür işleriyle başladığı asistanlık işlerinde, İzmir’in ünlü avukatlarından Nuri Fettah’ın katipliğine kadar yükseldi. Gecelerini Milli Kütüphane’de Fransızca öğrenerek geçiriyor, bir yandan gitar çalışıyordu.
Askerliğini yaparken orduevlerinde solistlik yapan Moreno, askerden dönünce İzmir’in ünlü gazinolarında sahne almaya başladı. Artık ünü İzmir’den kulaktan kulağa yayılmıştı. Kazancı hatrı sayılır bir düzeye ulaşınca, annesini de yanına alarak Karataş ilçesinde yer alan ve bugün “Dario Moreno Sokağı” olarak adlandırılan Asansör Sokağı’na taşındı. İzmir Palas Oteli’nde sergilediği performanslar çok beğenilince önce İstanbul’a, ardından da Ankara’ya gitti. İki yıl kaldığı Ankara’da Fritz Kerten’in orkestrasına katıldı. Bu süreçte kaldığı odayı Orhan Veli’yle paylaştı ve onunla çok sağlam bir dostluk kurdu. Ankara’dan İstanbul’a döndükten bir yıl sonra dünyaya açılmaya karar verdi. Rotasını önce Atina’ya, sonra Paris’e çevirdi. Paris’te başarısızlıkla geçen ilk yılların ardından, nihayetinde yıldızı parladı. Doğup büyüdüğü toprakların ezgilerini Batı müziğiyle harmanladığı yorumları, Fransa’da olağanüstü bir başarı ve şöhret yakalamasını sağladı. Öyle ki, annesini ve Kerten’i de yanına alarak buraya yerleşti. Jezabel ve Adieu Lisbon şarkılarıyla aylar boyunca en çok dinlenenler listesindeki yerini korumayı başardı.
Artık Fransa’nın en ünlü şarkıcılarından biri haline gelmişti Moreno. Ancak bu kez rotasını sinemaya çevirdi ve birbirinden ünlü Fransız yönetmenlerle ve oyuncularla birlikte çalıştı. Özellikle Brigitte Bardot’la birlikte dans ettiği sahneler akıllara kazındı. Hayatı boyunca otuzu aşkın filmde rol alan usta sanatçı, müzik kariyerine bu kez Türkçe şarkılar söyleyerek devam etmeye karar verdi. Deniz ve Mehtap ile Sarhoş gibi klasiklere de bu dönemde imza attı. Artık serveti katlanmış, dünyanın birçok yerini gezmiş ve rüştünü çoktan ispatlamıştı. Ancak yaşamı boyunca aşık olduğu İzmir’e olan özlemi hiç dinmedi. Sık sık yaptığı İzmir ziyaretlerinden birinde, Paris’te ilk kez düzenlenecek olan Türk Gecesi’ne katılmak için havalimanına doğru yola çıktı. Ne var ki, bu esnada uçağa geç kalmış ve kapıdaki görevliyle tartışırken tansiyonu yükselmişti. Hâlihazırda hipertansiyon hastası olduğu için, kalbi buna dayanamadı. Kanlar içinde yere yığıldı ve hastaneye yetiştirilemeden yaşamını yitirdi. Vasiyeti İzmir’e gömülmek olsa da annesi onu İsrail’de toprağa vermeyi tercih etti. İzmir’e olan sevgisi ve özlemiyle tanınan usta sanatçının mezar taşında hâlen “İzmir çocuğu David Arugeto burada yatıyor.” yazıyor.