Billie Jean King, teniste yakaladığı başarıların yanında aktivist kimliği ile de öne çıkan bir isim. 22 Kasım 1943 tarihinde dünyaya gelen Billie Jean King, tenis kariyeri ve hatta sonrasında bile kadın erkek eşitliğini savundu. Bununla da kalmadı kadın sporcular ile erkeklerin eşit kazanması için birçok faaliyette bulundu. Yine, 1980’lerde eşcinsel olduğunu açıklayarak, o dönem ifade edilmesinden imtina edilen farklı cinsel tercihini tüm topluma kabul ettirdi. Bu sebeple Billie Jean King, tenis tarihinin en dominant figürü olarak kabul ediliyor.
ABD’li raket, California eyaletinde dünyaya geldi. Burada kendi çabaları ile halka açık kortlarda tenisteki yeteneklerini geliştiren King, 1956’da ise ilk grand slam maçına çıktı. Bu yıllarda tenis, “kapalı dönem” adı verilen, profesyonel sporcuların grand slam’lere katılamadığı zamanlardı. Billie Jean King, hem kapalı dönem hem de açık dönemde tenis oynayarak, bu geçiş sürecinde kadın tenisinin öne çıkmasını sağlayan yıldızlardan biri oldu.
Billie Jean King’in kariyerinde, teklerde 12 grand slam, çift kadınlarda 16 grand slam ve karışık çiftlerde 11 grand slam olmak üzere toplam 39 zafer var. Bu etkileyici rakamlar ile King’in öne çıkan karakteri birleşince ortaya bir efsanenin çıkması kaçınılmaz. O dönemlerde, 6 Wimbledon turnuvası kazanarak da bu özel turnuvanın en başarılı isimleri arasına giren King, grand slam şampiyonlukları yanında daha nice zaferler elde etti.
Sadece kendi jenerasyonu için değil tüm zamanlardaki kadın tenisçiler için bir ikon olan Billie Jean King, 1983 yılında kortlara veda etti. Spor sonrası hayatında ise yine eşitlik ve cinsiyet hakları için mücadele etmeye devam etti.