Andre Agassi tenis dünyasının yalnızca en büyük oyuncularından biri değil en ünlü figürlerinden de bir tanesi. Kazandığı başarıların yanında magazinsel bir figür olması Andre Agassi’nin tüm dünyada tanınan bir sporcu olmasını sağlıyor. Agassi giyim tarzı, yaşam tarzı ve tenis sporuna bakış açısıyla diğer pek çok rakibinden ayrılıyor. Agassi tenisin “ikon” isimleri arasında yer alıyor.
İngiliz – Ermeni kökenli bir aileden gelen Andre Agassi ABD’nin Las Vegas şehrinde dünyaya geldi. 29 Nisan 1970 doğumlu Agassi babasının eski olimpik bir boksör olmasından dolayı küçük yaşlarından itibaren spor ile iç içe olmaya başladı. Tenis raketi ile henüz 3 yaşında tanışan Agassi, erken çocukluk döneminde profesyonel tenis eğitimi aldı. 13 yaşındayken okul hayatına son veren ve tamamen tenis sporuna yönelen ABD’li raket Nick Bollattieri Tennis Academy’de oynamaya başladı. Agassi 16 yaşında ise profesyonel tenis kariyerine adım attı.
Agassi 1987 yılında ilk turnuvasını kazandı ve dünya sıralamasında hızla yükselmeye başladı. Çok genç yaşında dünyanın 25 numaralı oyuncusu olmayı başaran Agassi önemli galibiyetler almaya devam etti. 1990 yılında ABD takımı ile birlikte “Davis Cup” kazanan ünlü tenisçi ilk önemli “grand slam” turnuvalarında başarısız olunca çok eleştirildi.
Kariyerinin ilk “grand slam” turnuvasını 1992 Wimbledon’da kazanan Agassi bu turnuvadan sonra çıkışını sürdürdü. Tek erkeklerde toplam 8 “grand slam” şampiyonluğu olan Agassi tüm “grand slam” turnuvalarında zafere uzanan ender tenisçiler arasında yer alıyor. 1996 yılında olimpiyat altını kazanmayı da başaran usta raketin kariyerinde 60 turnuva şampiyonluğu var.
2006 yılında kortlara veda eden “ikonik” isim 2011 yılında “Tenis Onur Listesi”ne dahil edildi. 2010 yılında bir otobiyografi yayımlayan Agassi bu eseriyle en çok satanlar listesinde zirveye çıktı. Ayrıca Agassi’yi tenisin bir başka efsanesi Steffi Graf ile yaptığı evlilik ile de hatırlıyoruz.