Usta yazar Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın (Halikarnas Balıkçısı) külliyatında görmeye oldukça aşina olduğumuz, kısa hikayelerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulan öykü kitaplarından biri de “Yaşasın Deniz”. Halikarnas Balıkçısı’nı yakından tanıyanların tahmin edeceği üzere, bu eserinde de yer alan hikayelerin tamamı Ege kıyıları, deniz ve bölge insanının yaşamı üzerine kurulu. Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın uzun süre bölgede sürgün kalmasının ve sürgün sonrası bölgeye hayran kalarak hayatının geri kalanını burada geçirmesinin etkisi, yazın hayatına da büyük ölçüde yansımış diyebiliriz.
İlk olarak 1954 yılında Varlık Yayınları tarafından basılan “Yaşasın Deniz”, piyasaya adım attığı dönemden bu yana Halikarnas Balıkçısı’nın en sevilen eserlerinden biri olmayı sürdürüyor. Kitabın zaman içinde farklı yayınevlerinden çeşitli baskıları da piyasaya sürüldü.
“Yaşasın Deniz”in genel içeriğine baktığımızda, öykülerin genel hatlarıyla Anadolu ve Ege şivesi ile kaleme alındığını görüyoruz. Zaten bölge insanının ağzından veya onların hayatlarından aktarılan hikayelerin de bu şive ile yazılmış olması gayet makul bir yol. Cevat Şakir’in de o yöreyi iyi analiz edecek kadar yakından tanıdığını hesaba katarsak, kısaca ortaya harika bir eser çıkıyor. Ege Denizi’nden ekmeğini kazanan insanların kah trajik kah eğlenceli öyküleri, okuyucuyu olduğu yerden alıp, olayların geçtiği coğrafyaya götürüveriyor. İnsan, “Yaşasın Deniz”i okurken, kendisini bir gemi kaptanı veya bir sünger avcısı gibi hissedebiliyor. Bunun okuyucuda vukuu buluyor olması ise pek tabii ki Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın üstün edebi başarısından kaynaklanıyor. Aynı zamanda kitapta yer alan doğa tasvirleri de başlı başına bir şaheser niteliğinde.