Kendisine seçtiği Halikarnas Balıkçısı mahlasından da anlaşılacağı üzere Bodrum aşığı bir yazar olan Cevat Şakir Kabaağaçlı, deniz tutkunu bir isim olarak biliniyor. Her ne kadar denizleri, Ege kıyılarını ve o bölgenin güzelliklerini anlatan bir yazar olarak ün salmış olsa da onun tarihi romanları da en az öyküleri kadar popüler. Zaten yurtdışında tarih eğitimi alan Cevat Şakir’in bu konudaki yetkinliği de tartışılmaz.
Bodrum’un tarihi kahramanlarından ve en ünlü destanlarına konu olan isimlerinden Turgut Reis’in hikayesini anlatmak da Halikarnas Balıkçısı’nın görevi olmalı diyebiliriz. Bunu çok iyi bilen ve üzerine vazife edinen usta yazar, kendi üslubu ve tarzı ile Bodrum’da doğan Turgut Reis’in destansı hikayesini, 1966 yılında basılan romanı ile bizlere aktardı. “Turgut Reis” isimli roman, usta yazarın “Uluç Reis” isimli ilk tarihi romanından tam 4 yıl sonra okuyucu ile buluştu.
Halikarnas Balıkçısı, tarihsel bir kişilik olarak çok sevdiği Turgut Reis’in hayat serüvenini kağıda dökerken bir yandan da ünlü denizcinin yaşamı çerçevesinde, o dönemin Osmanlı İmparatorluğu’nun gelişme ve gerileme dönemlerini de okuyucuya aktarıyor. Aslında bir denizci destanı olan kitap, imparatorluğun sosyolojik yönüne bir bakış atması sebebiyle de ayrı bir önem taşıyor. Kitap, tarihi bir destana göre oldukça akıcı olmasına rağmen çok fazla denizcilik terimi içeriyor. Bu durum, Cevat Şakir’in diline aşina olanları etkilemeyecektir; ancak ilk defa usta ismi okuyanlar için biraz karmaşık bir durum yaratabilir.