Kemal Varol’un ilk romanı Jar’dan sonra okurlarıyla buluşturduğu ikinci romanı Haw, İletişim Yayınları etiketiyle 2014 yılında raflardaki yerini aldı. 230 sayfadan oluşan eser, 1990’lar Türkiye’sinin karanlık ve karmaşık siyasi atmosferi üzerine kurulmuş. Ancak bu karanlık ortam alışık olduğumuz üzere bir ya da birkaç insanın değil, bir köpeğin gözünden anlatılıyor. Tıpkı La Fontaine’in uzun yıllar önce fabl eserlerinde yaptığı gibi, Kemal Varol da Haw’da hayvanların tarafsızlığından ve masumiyetinden yararlanarak ortaya dürüst bir bakış açısı koyuyor. Üstelik, roman ağırlıklı olarak 1990’ların Diyarbakır’ında, yani PKK, Hizbullahçılar ve JİTEM gibi örgütlerin kol gezdiği bir dönemde geçiyor. İnfazların yapıldığı, faili meçhullerin sayısının giderek arttığı ve savaşın hep insanların yanı başında durduğu bu dönemde; romanın omurgasını siyasi anlamda uç olan taraflar oluşturuyor.
Haw’ın baş karakteri, Mikasa adında bir köpek. İsmini, bir voleybol topu markasından alıyor. Mikasa’nın henüz yavru bir köpek olduğu yıllarda başlayan roman, onun annesini bir şekilde kaybetmesi sonucunda insanların arasına karışmak zorunda kalmasıyla açılıyor. Annesini daha sonra buluyor ama üzerine insanların kokusu sindiği için, artık annesi de onu kabul etmiyor. Ardından, Mikasa için çok zorlu bir yolculuk başlıyor. Henüz büyüyememişken, tek başına sokaklarda hayatta kalma mücadelesi vermek zorunda kalıyor. Siz de Mikasa’nın peşine takılıp 1990’ların karanlığına bir yolculuk yapmak istiyorsanız Haw’ı mutlaka okuma listenize eklemelisiniz. Haw, Kemal Varol’la tanışmak için de oldukça ideal bir eser.