Yaşar Kemal’in yazınlarında görmeye aşina olduğumuz roman serilerinden biri de “Akçasazın Ağaları”. Büyük usta tıpkı “Dağın Öte Yüzü” gibi bir üçleme yaratma amacıyla, Demirciler Çarşısı Cinayeti romanı ile yola çıktı. Fakat serinin ilk iki kitabı sonrası Yaşar Kemal, üçüncü romanı yayımlamaktan vazgeçti ve seri iki kitap ile sonlandı. “Akçasazın Ağaları” serisinin ilk kitabı Demirciler Çarşısı Cinayeti, 1974 yılında yayılmamdı. Cem Yayınları tarafından basılan eser, kısa sürede büyük okuyucu kitlelerine ulaşmayı başardı.
Yaşar Kemal’in olgunluk dönemi eserleri arasında gösterilen Demirciler Çarşısı Cinayeti, Fransızca başta olmak üzere pek çok farklı dile çevrildi. Romanda, Çukurova insanını derinlemesine analiz eden Yaşar Kemal bir yandan da bol ayrıntılı tasvirlere yer vermeyi ihmal etmiyor. Bu benzersiz yazım yeteneği, Demirciler Çarşısı Cinayeti’ni dünyada adından söz ettiren bir roman haline getiriyor. İşlenen konunun derinliği ve doğallığı ise romana farklı bir hava katıyor.
Demirciler Çarşısı Cinayeti romanı, zaman içerisinde dilimize bir atasözü ya da deyim niteliğinde oturan “O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler.” Cümlesiyle başlıyor ve okuyucuyu Çukurova’nın o dönemlerine büyülü bir yolculuğa çıkarıyor.
1950’li yıllarda çökmek üzere olan Türkmen ağalığı sistemi üzerinden Çukurova’daki güç savaşını, kan davasını, yıkılan ve kaybolan değerleri, nüfuz mücadelesini ve bu sorunların etrafında savrulan insanların mücadelesini anlatan Demirciler Çarşısı Cinayeti, bölgenin adeta sosyo – ekonomik yapısına ışık tutuyor. Çukurova’da iki ağanın birbiriyle olan savaşı, çökmeye başlayan düzenin bir yansıması ve örneği olarak karşımıza çıkıyor.