İlk baskısı 1946 yılında yapılan ve adını bir denizcilik teriminden alan “Aganta Burina Burinata”, ünlü yazar Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın en popüler romanı olarak biliniyor. Anı türünde bir roman gibi görünen “Aganta Burina Burinata”, denizi başrole koyan yapısı ve masmavi denizlerin bir kişi gibi okuyucuya aktarılmasıyla, yayımlandığı dönemde oldukça beğenildi. Cumhuriyet sonrası Türk edebiyatında denizin bu kadar önde olduğu ve deniz, denizcilik ile ilgili bu kadar iyi tahlillerin yapıldığı başka bir roman yok. Haliyle, “Aganta Burina Burinata” bu alanda yazılmış ilk roman olarak kabul ediliyor.
“Aganta Burina Burinata”, denizcilik dilinde “alt ve üst yelkenleri tut, zapt et” anlamına geliyor. Halikarnas Balıkçısı olarak anılan ünlü yazar, deniz ile ilgili bu denli dolu dolu bir romana bu ismi vermeyi uygun görmüş desek yanlış olmaz.
Roman, temelde Mahmut isminde bir genç adamın hikayesinden yola çıkarak kara hayatı ve deniz hayatı arasındaki farkları anlatır. Hangi hayatın daha cazip olduğu ise sübjektif bir dil kullanılarak okuyucuya aktarılır. Halikarnas Balıkçısı denize olan tutkusunu bu romanında da hiç gizlemez.
Mahmut, çocuk yaştan itibaren denizlere açılma ve denizci olma tutkusuyla yanar tutuşur. Mahmut günün birinde denizci olma amacına ulaşır, denizin tadına bakar ve deniz hayatını öğrenir. Mahmut bir süre bu hayata devam ettikten sonra köyüne geri döner ve bu defa toprak işiyle uğraşmaya başlar. Mahmut’un bu fikir değişikliğini temeline alan roman, deniz hayatının mı yoksa kara hayatının mı iyi olduğunu kendi içinde tartışır.