1999 yılında yayın hayatına başlayan ve 2002 yılına kadar devam eden (bence oldukça kısa sürdü) Yılan Hikayesi, ülkemizde en çok sevilen ve seyredilen diziler arasında önemli bir konuma sahip. Hem daha önce hiç işlenmemiş bir konuya sahip olması hem de özenle seçilmiş oyuncu kadrosu ile gerçekten mükemmel bir yapımdı. Öyle ki bu diziyi ilk izlemeye başladığımda anaokuluna gidiyor olmama rağmen hemen hemen her sahnesi hâlâ hatıramda. Her şeyden önce biraz oyunculardan bahsetmek istiyorum. Ana karakterlerimiz Memoli (Mehmet Ali Alabora) ve Zeyno (Meltem Cumbul). Onlara Belgin (Ayten Gökçer), Kral (Çetin Tekindor), Erkan Çolakoğlu (Emre Kınay), Kürşat (Tunca Aydoğan), Gülsüm (Neriman Uğur), Başkomiser Kemal (Süleyman Turan) ve Komiser Cem (Nail Kırmızıgül) gibi önemli isimler eşlik ediyor.
Konusuna gelirsek, hem çok komik ve eğlenceli hem de bir o kadar hüzünlü bir yapım. Zeyno, Erkan’ı bulmak için yemin ederek köyünden kaçıyor ve İstanbul’a geliyor. Tabii burada Zeyno’nun yolu bir polis olan Memoli ile kesişiyor. (Bana yalnızca iş arkadaşlarım Memoli der!) İşinde çok başarılı olan Memoli doğal olarak birçok düşman edinmiş ve bu düşmanlarından bir tanesi çok sevdiği oğlunun ölümüne neden olmuş. Bu olayın etkisini Memoli’nin karakterinde açıkça görebiliyoruz. Fakat Zeyno ve Memoli’nin yolları kesiştiği zaman sonu gelmeyen, yüreğimizi ağzımıza getiren bir macera başlıyor. Her bölümde ne kadar heyecanlandığımı şimdi bile çok net bir şekilde hatırlayabiliyorum.