nerdeneredenerdenerede

UNESCO Dünya Mirası Listesi: UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde Yer Alan 45 Yer

UNESCO Dünya Mirası Listesi: UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde Yer Alan 45 Yer
Dünyada 209 doğal alan ve kültürel öneme sahip 845 eser de dahil olmak üzere toplam 1.092 UNESCO Dünya Mirası Alanı vardır. Bu doğal alan ve eserlerin tümü uluslararası öneme sahip olarak kabul edilir ve özel olarak korunmayı hak eder. Eğer siz de UNESCO Dünya Mirasları Listesi'nde yer alan eserler hakkında detaylı bilgi almak isterseniz bu yazımıza bir göz atabilirsiniz.

1. Nemrut Dağı - Türkiye

Nemrut Dağı

Türkiye’de pek çok tarihi ve doğal güzellik bulunmaktadır. Unesco Dünya Mirası Listesi’ne girmeye hak kazanan eserler arasında Nemrut Dağı da bulunmaktadır. Adıyaman’ın Kahta İlçesi sınırlarında bulunan ve 2150 metre yüksekliğindeki...

Nemrut Dağı'nın zirvesi, Türkiye'nin en ikonik manzaralarından birine ev sahipliği yapmaktadır. 2.150 metrelik bu tepenin üzerinde Kommagene Krallığı Kralı I. Antiochus'un büyüleyici ve ürkütücü mezar höyüğü yer alır. Elli metre yüksekliğindeki insan yapımı höyüğün altında, Antiochus'un mezarının gizlendiği söylenmektedir. Fakat buradaki kapsamlı arkeolojik çalışmalara rağmen mezarı hiç bulunamamıştır. Nemrut Dağı 1987 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Alanı olarak kabul edilmektedir.

2. Hattuşa - Türkiye

Hattuşa

1986 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmış olan Hattuşa, Hitit İmparatorluğu’nun başkentidir. Burası Anadolu’da yüzyıllar boyu çok önemli bir merkez olarak tarihe geçmiştir. Bölgenin ilk sahipleri olan Hattiler tarafından “Hattuş”...

Hattuşa, şimdi Boğazkale olarak bilinen bölgede yer alır ve Orta Karadeniz bölgesinde olan Çorum'da bulunur. Aslen dört bin yıl önce Hatti kabilesi tarafından kurulduğu ve Hitit haleflerinin kültürünü şekillendirecek bir kültür ürettiği düşünülmektedir. Bir yaşam kaynağı olan Kızılırmak'ın beslediği verimli bir ovanın kenarlarında uzanan, altı kilometre uzunluğundaki surlar ve anıtsal kapılarla çevrili konumu, son derece stratejiktir. Ülkemizin en değerli miraslarından olan Hattuşa 1986 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dahil edilmiştir.

3. Çatalhöyük Neolitik Kenti - Türkiye

Çatalhöyük

Dünya tarihinde, özellikle yerleşik hayata geçiş süreci ile birlikte tarımın başlangıcı ve avcılık gibi önemli sosyal değişim ve gelişmelere tanıklık eden Çatalhöyük Neolitik Kenti, Konya ilinin Çumra ilçesinin on bir...

Çatalhöyük Neolitik dönemin en eski veya en büyük neolitik alanı olmasa da sanatın başlangıcı için son derece önemlidir. Türkiye'nin güneyindeki Konya kentinin yakınında yer alan bu kent, dokuz bin yıl önce büyük bir kasaba olarak belirtilmiştir ve burada sekiz bin insanın yaşadığı düşünülmektedir. Çatalhöyük tarihi boyunca, yalnızca avcılık ve toplayıcılıkla geçimini sağlamaktan, bitki ve hayvan evcilleştirmede artan beceriye geçişe tanık olmuştur. Ayrıca Çatalhöyük'ü, insanın en önemli dönüşümlerinden biri olan göçebelikten yerleşik hayata kadar uzanan bir yer olarak görebiliriz. Dahası, hem resim hem de heykel sanatının insanların yaşamlarında önemli bir rol oynadığını kanıtlamış bir bölgedir. Çatalhöyük Neolitik Kenti 2012 yılında Dünya Mirasları Listesi’ne eklenmiştir.

4. Fasıl Ghebbi - Etiyopya

Fasıl Ghebbi

Etiyopya’da bulunan Fasil Ghebbi, dokuz yüz metre uzunluğunda bir duvarla çevrili ve saraylar, kiliseler, manastırlar ve diğer binaları içeren müstahkem bir yerleşkedir. Bu yerleşke bölgeye misyonerler aracılığıyla gelen bazı Barok unsurlarla birlikte hem Hindu hem de Arap etkilerini yansıtmaktadır. Fasil Ghebbi'nin müstahkem yerleşkesi, 18. yüzyılın sonlarında düşüşe geçene kadar başkent olarak kalmıştır. Şehir 1979 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde bulunmaktadır.

5. Tarihi Grand-Bassam Şehri - Fildişi Sahili

Tarihi Grand-Bassam Şehri

Fildişi Sahili'nin ilk başkenti olan Tarihi Grand-Bassam Şehri, ticaret ve yönetim açısından oldukça önemlidir. Burası 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarından kalma bir sömürge kasabası örneğidir. Yerleşke galerileri, verandaları ve bahçeleri olan işlevsel evlerin damgasını vurduğu kolonyal mimarinin yanı sıra, N'zima Afrika balıkçı köyünü de içermektedir. Grand-Bassam, Fildişi Sahili'nin en önemli limanı, ekonomik ve adli merkezi olarak bilinmektedir. Ayrıca 2012 yılında dünya mirası olarak seçilmiştir.

6. Tarihi Djenne Şehri - Mali

Tarihi Djenne Şehri

Tarihi Djenne Şehri, Sahra altı Afrika'nın en eski şehirlerinden biridir. Burası uzun yıllar boyunca tipik Afrika kentini simgelemiş bir topluluktur. Aynı zamanda özellikle Sahra altı Afrika'daki İslam mimarisinin temsilcisidir. Tarihi Djenne Şehri özellikle mimarisinde toprağın yoğun ve dikkat çekici kullanımı ile karakterize edilmektedir. Şehirde bulunan büyük ve dini değere sahip cami de bunun olağanüstü bir örneğidir. Mali’de bulunan Tarihi Djenne Şehri 1988 yılından bu yana UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer almaktadır.

7. Namib Kum Denizi - Namibya

Namib Kum Denizi

Namib Kum Denizi, sisten etkilenen geniş kumul alanları içeren tek kıyı çölüdür. Üç milyon hektardan fazla bir alanı ve 899.500 hektarlık bir tampon bölgeyi kaplayan site, iki kumul sisteminden oluşmaktadır. Namib Kum Denizi, Güney Atlantik'in kurak Afrika kıyıları boyunca, Namib-Naukluft Parkı içinde yer alır. Cehennem Kıyıları olarak da bilinen bölge 2013 yılından beri UNESCO Dünya Mirasları listesinde bulunmaktadır.

8. Tarihi Agadez Şehri - Nijerya

Tarihi Agadez Şehri

Tarihi Agadez Şehri’nin tarihi 15. ve 16. yüzyıllara kadar uzanır. Yerleşim eski kampların çevresinde gerçekleşmiş ve bu, bugün hala saygı duyulan orijinal bir sokak planına yol açmıştır. Tarihi merkez, çok sayıda konut ve tamamen kerpiçten yapılmış uzun bir minare de dahil olmak üzere iyi korunmuş bir saray ve dini topluluğu içerir. Eski şehir, kerpiç mimarisine ve Aïr bölgesine özgü dekoratif bir tarza sahiptir. Toplumsal birlik ve ekonomik refahı sağlayan geleneksel saltanat sistemi halen yürürlüktedir. Burada yaklaşık olarak 20.000 kişi hala hayatını sürdürmektedir ve 2013 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’de yer almaktadır.

9. Matobo Dağları - Zimbabve

Matobo Dağları

Bulawayo'nun yaklaşık otuz beş kilometre güneyindeki Matobo Dağları, nispeten dar bir alana yoğun bir şekilde birikmiştir. Burada oldukça gösterişli granit yer şekillerinin bulunmaktadır. Formları, milyonlarca yıllık hava koşullarına farklı tepkiler veren granit kayaların şekil değiştirmesiyle oluşturmuştur. Bu olağanüstü granit kaya oluşumları, hem doğal hem de kültürel açıdan güçlü bir varlık sergilemiştir. Matobo Dağları, Güney Afrika'da en az 13.000 yıl öncesine dayanan en yüksek kaya sanatı konsantrasyonlarından birine sahiptir. Resimler, gelişen sanatsal stilleri ve ayrıca sosyo-dini inançları göstermektedir. Bölge 2003 yılından beri UNESCO tarafından korunmaktadır.

10. M’zab Vadisi - Cezayir

M’zab Vadisi

M'Zab Vadisi, 10. yüzyılda İbadlılar tarafından beş ksour (müstahkem şehirler) çevresinde yaratılan geleneksel bir insan yaşam alanıdır ve günümüze kadar hiç bozulmadan korunmuştur. Basit, işlevsel ve çevreye mükemmel uyum sağlayan M'Zab'ın mimarisi, aile yapısına saygı gösterirken aynı zamanda topluluk yaşamı için tasarlanmıştır. Ayrıca günümüz şehir plancıları için bir ilham kaynağıdır. M’zab Vadisi 1982 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne eklenmiştir.

11. Tarihi Fes Şehri - Fas

Tarihi Fes Şehri

Tarihi Fes Şehri, çok sayıda anıtsal binadan oluşan eski bir bölümde, İdrisid hanedanı tarafından milattan sonra 789 ve 808 yılları arasında kurulan başkentin hatırasını korumaktadır. Medine'deki kent dokusu ve başlıca anıtlar, yani medreseler, saraylar, konutlar, camiler ve çeşmeler bu döneme aittir. Fas'ın siyasi başkenti 1912'de Rabat'a devredilmiş olsa da, Fes ülkenin kültürel ve manevi merkezi statüsünü korumaktadır. Tarihi Fes Şehri 1981 yılında Fas'taki ilk Dünya Mirası Alanı olarak belirlenmiştir.

12. Volubilis Antik Kenti - Fas

Volubilis Antik Kenti

Volubilis Antik Kenti günümüzde hala Roma kalıntılarını içermektedir. Bölge Roma İmparatorluğu'nun sınırlarında kentsel gelişme ve Romalılaşmayı gözler önüne serer. Roma ve yerli kültürler arasındaki ilişkiyi gösteren olağanüstü bir öneme sahiptir. İzolasyonu ve yaklaşık bin yıl boyunca işgal edilmemiş olması nedeniyle de oldukça önemlidir. Sadece harabeleri için değil, aynı zamanda epigrafik kanıtlarının çeşitliliği sayesinde de Kuzey Afrika'daki en zengin yerlerinden biridir. Bu sitenin arkeolojik kalıntıları çeşitli uygarlıklara tanıklık etmiştir. Tarih öncesinden İslam dönemine kadar on asırlık işgalinin tüm aşamalarını temsil etmektedir. Antik kentte mozaikler, mermer ve bronz heykeller ve yüzlerce yazıt dahil olmak üzere önemli miktarda sanatsal malzeme üretilmiştir.

13. Biblos - Lübnan

Biblos

Birbirini takip eden birçok uygarlığın kalıntıları, en eski Fenike şehirlerinden biri olan Biblos'ta bulunmaktadır. Neolitik çağlardan beri yerleşim yeri olan bu bölge, binlerce yıldır Akdeniz bölgesinin efsaneleri ve tarihi ile yakından bağlantılıdır. Biblos, Fenike alfabesinin tarihi ve yaygınlaşmasıyla da doğrudan ilişkilidir. Bir sahil kasabası olan Biblos, Beyrut'un kırk kilometre kuzeyindeki bir kumtaşı kayalığında yer almaktadır. Neolitik zamanlardan beri sürekli farklı yerleşimler gören Biblos, Fenike uygarlığının başlangıcına tanık olmuştur. Bu değerli bölge 1984 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır.

14. Memfis - Mısır

Memfis

Eski Mısır Krallığı'nın başkenti olan Memfis, kaya mezarları, süslü mastabalar, tapınaklar ve piramitler dahil olmak üzere birçok değerli yapıya sahiptir. Burası Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olarak kabul edilmektedir. Memfis, Nil'in batı yakasındaki yatağının merkezinde yer almaktadır. Ünü Eski Mısır'ın ilk başkenti olmasından gelmektedir. Mısır’ın en turistik yerlerinden bir tanesi olan Memfis 1979 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil olmuştur.

15. Palmira Antik Kenti - Suriye

Palmira Antik Kenti

Şam'ın kuzeydoğusunda, Suriye çölünde bir vaha olan Palmira, antik dünyanın en önemli kültür merkezlerinden biri olan büyük bir şehrin anıtsal kalıntılarını barındırmaktadır. 1. yüzyıldan 2. yüzyıla kadar, çeşitli uygarlıkların kavşağında bulunan Palmira Antik Kenti sanatı ve mimarisi, yerel gelenekleri ve Pers etkileriyle Greko-Romen tekniklerini birleştirmiştir. O dönem hakkında bilgi edinmek isteyen araştırmacılar için çok büyük bir öneme sahiptir.  Palmira Antik Kenti 1980 yılında UNESCO’nun koruması altına girmiştir.

16. Kayrevan - Tunus

Kayrevan

Tunus'un merkezinde, denizden ve dağdan neredeyse eşit uzaklıkta bir ovada yer alan Kayrevan, Mağrip'in (milattan sonra 670) en eski Arap-Müslüman üssü ve başlıca kutsal şehirlerinden biridir. Beş yüzyıl boyunca İfriqiya'nın başkenti, Arap-Müslüman medeniyetinin olağanüstü bir yayılım merkezi olmuştur. Kayrevan, bu uygarlığın ilk yüzyıllarına ve mimari gelişimine eşsiz bir şekilde tanıklık etmiştir. Diğer birkaç Mağrip camisine model teşkil eden bir mimari şaheser olan Ulu Cami ve Müslüman sanatının en eski yontulmuş cephesini temsil eden Üç Kapılı Cami de dahil olmak üzere bazı dikkate değer anıtlar burada bulunmaktadır.

17. Petra - Ürdün

Petra

Ürdün’de bulunan Petra sadece bir UNESCO Dünya Mirası Alanı değil aynı zamanda Dünyanın yeni Yedi Harikası’ndan bir tanesidir. Petra’nın çarpıcı kırmızı kum taşı mimarisine atıfta bulunularak genellikle gül kırmızısı şehir olarak tanımlanmaktadır. Özellikle milattan önce 1. yüzyılda yapıldığı düşünülen kırk metre yüksekliğindeki Petra, dar bir geçitteki bir yarıktan adeta bir serap gibi görünmektedir. Bu eşsiz güzellik dünyanın her yerinden turistleri kendine çekmektedir. Petra 1985 yılında UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne girmiştir.

18. Bamyan Vadisi - Afganistan

Bamyan Vadisi

Bamyan Vadisi’nin kültürel peyzajı, arkeolojik kalıntıları, çeşitli kültürel etkileri Gandhara Budist sanatına entegre etmeyi başarmıştır. Bu bölge 1. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar antik Bakhtria'yı karakterize eden sanatsal ve dini gelişmeleri temsil eder. Bölgede çok sayıda Budist manastır topluluğu ve kutsal alanın yanı sıra İslami dönemden kalma müstahkem yapılar da bulunur. Ne yazık ki Mart 2001'de iki Buda heykeli de Taliban tarafından trajik bir yıkıma uğramıştır. Bu saldırılardan sonra, Bamyan Vadisi UNESCO koruması altına girmiştir.

19. Kakadu Ulusal Parkı - Avustralya

Kakadu Ulusal Parkı

Kuzey Bölgesi'nde bulunan bu eşsiz arkeolojik ve etnolojik rezerv, 40.000 yıldan fazla bir süredir kesintisiz olarak yerleşim görmektedir. Mağara resimleri, kaya oymaları ve arkeolojik alanlar, tarih öncesi çağların avcı-toplayıcılarından hala orada yaşayan Aborijin halkına kadar bölge sakinlerinin becerilerini ve yaşam tarzlarını gözler önüne serer. Gelgit düzlükleri, taşkın alanları, ovalar ve platolar dahil olmak üzere bir ekosistem kompleksinin benzersiz bir örneğidir ve çok çeşitli nadir veya endemik bitki ve hayvan türleri için bir yaşam alanı sağlar. Kakadu Ulusal Parkı 1981 yılında Dünya Mirasları Listesi’ne alınmıştır.

20. Çin Seddi - Çin

Çin Seddi

1987 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Alanı olarak tanınan Çin Seddi, ülkenin ormanlık sırtları boyunca yaklaşık yirmi kilometre uzunluğundadır. Bu göz alıcı ve koruyucu bariyer, dünyanın en büyük askeri yapılarından bir tanesidir ve uzaydan görülebilen tek insan yapımı anıt olarak bilinmektedir. Milattan önce 3. yüzyıldan milattan sonra 17. yüzyıla kadar inşa edilen ana gövde, surlar, gözetleme kuleleri, at yolları, kaleler ve geçitlerden oluşur. Günümüzde hala Çin halkının güvenliğini korumak için ulusal bir sembol olarak kabul edilmektedir.

21. Prambanan Tapınağı - Endonezya

Prambanan Tapınağı

10. yüzyılda inşa edilen Prambanan Tapınağı, Endonezya’da bulunan ve Shiva'ya adanmış en büyük tapınak kompleksidir. Üç büyük Hindu tanrısına (Shiva, Vishnu ve Brahma) adanmış Ramayana destanını gösteren kabartmalarla süslenmiş üç tapınak ve onlara hizmet eden hayvanlara adanmış üç tapınak bulunmaktadır. Prambanan Tapınağı Bileşenleri, Prambanan Tapınağı (Loro Jonggrang olarak da adlandırılır), Sewu Tapınağı, Bubrah Tapınağı ve Lumbung Tapınağı'ndan oluşur. Bahsedilen tüm tapınaklar Prambanan Arkeoloji Parkı'nı oluşturur ve milattan sonra 8. yüzyılda Sailendra'nın Java'daki güçlü hanedanının en parlak döneminde inşa edilmiştir.

22. Changdeokgung Sarayı - Güney Kore

Changdeokgung Sarayı

15. yüzyılda Joseon Hanedanlığı döneminde inşa edilen Changdeokgung Saray Kompleksi, kuzey Seul’de, koruyucu bir dağ olan Baegaksan Dağı'nın Ungbong Zirvesi'nin eteğinde, Jongno-gu'da 57.9 hektarlık bir alanı kaplar. Burası ana saray olarak sayılan Gyeongbokgung'dan sonra kullanılan ikinci saraydır. Changdeokgung Sarayı 1997 yılından beri UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer almaktadır.

23. Kızıl Kale - Hindistan

Kızıl Kale

Kızıl Kale'nin planlanması ve tasarımı, milattan sonra 1526'da ilk Babür İmparatoru tarafından başlatılmıştır. Daha sonra Şah Cihan tarafından İslami, Pers, Timurlu ve Hindu geleneklerinin bir karışımıyla muhteşem bir inceliğe ulaştırılmış ve mimari gelişimin doruk noktasını temsil etmiştir. Kızıl Kale’nin özel bahçe tasarımının yanı sıra binaların yenilikçi planlama düzenlemeleri ve mimari tarzı, Rajasthan, Delhi, Agra ve daha uzaklardaki daha sonraki binaları ve bahçeleri güçlü bir şekilde etkilemiştir. Bu değerli yapı 2007 yılında UNESCO tarafından Dünya Miras Listesi’ne dahil edilmiştir.

24. İran Bahçeleri - İran

İran Bahçeleri

İran Bahçeleri, İran’ın çeşitli bölgelerinden seçilen alanlarda ülkenin kültürünü temsil eden dokuz bahçeden oluşan bir koleksiyondur. Bu dokuz bahçe farklı illerde bulunmaktadır. Kökleri Büyük Cyrus’a dayanmaktadır. Milattan önce 6. yüzyıla yapılan bahçeler farklı iklim koşullarına uyum sağlayan ve gelişen Pers bahçe tasarımlarının çeşitliliğini örneklemektedir. İran Bahçeleri Hindistan ve İspanya gibi ülkelerin de bahçe tasarımı sanatını etkilemiştir. İhtişamlı bahçeler 2011 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir.

25. Himeji Kalesi - Japonya

Himeji Kalesi

Himeji Kalesi, Shogun döneminin başlangıcından kalma son derece gelişmiş savunma sistemlerine ve ustaca koruma cihazlarına sahip seksen üç binadan oluşmaktadır. Ayrıca 17. yüzyıl Japon kale mimarisinin hayatta kalan en iyi örneğidir. Beyaz sıvalı toprak duvarlarının zarif görünümü ve bina çoklu çatı katmanlarının inceliği sayesinde adeta bir şaheserdir. Himeji Kalesi işlev ve estetiği birleştirmiş sayılı eserden bir tanesidir.

26. Angkor - Kamboçya

Angkor

Angkor, Güneydoğu Asya'daki en önemli arkeolojik alanlardan biridir. Ormanlık alan da dahil olmak üzere yaklaşık 400 kilometre karelik bir alana yayılan Angkor Arkeoloji Parkı, 9. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar Khmer İmparatorluğu'nun farklı başkentlerinin muhteşem kalıntılarını barındırmaktadır. Bunlar arasında ünlü Angkor Wat Tapınağı ve sayısız heykele sahip olan Bayon Tapınağı bulunmaktadır. UNESCO, bu sembolik alanı ve çevresini korumak için geniş kapsamlı bir program oluşturmuştur. Angkor Arkeolojik Alanı 1992 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alır.

27. Ayutthaya Tarihi Parkı - Tayland

Ayutthaya Tarihi Parkı

1350 yılında kurulan Tarihi Ayutthaya Şehri, Siyam Krallığı'nın ikinci başkentidir. 14. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar gelişmiş ve bu süre zarfında dünyanın en büyük ve en kozmopolit kentsel alanlarından bir olmuştur. Ayrıca küresel bir diplomasi ve ticaret merkezi haline gelmiştir. Ayutthaya, şehri denize bağlayan üç nehirle çevrili bir adada bulunduğundan dolayı stratejik bir konuma sahiptir. Ayutthaya Tarihi Parkı 1991 yılında Dünya Mirasları Listesi’ne eklenmiştir.

28. Köln Katedrali - Almanya

Köln Katedrali

Almanya’da bulunan ve 1248'de yapımına başlanan Gotik bir şaheser olan Köln Katedrali’nin inşası birkaç aşamada gerçekleşmiş ve 1880 yılına kadar sürmüştür. Yedi yüzyıl boyunca, birbirini izleyen sanatçılar orijinal planlara mutlak şekilde sadık kalmış ve birbirlerinden ilham almışlardır. Olağanüstü içsel değeri ve içerdiği sanatsal şaheserlerin yanı sıra, Köln Katedrali, Avrupa Hristiyanlığının kalıcı gücünü de sembolize eder. Katedral 1996 yılından beri Dünya Mirasları Listesi’nde bulunmaktadır.

29. Büyük Kanyon Ulusal Parkı - Amerika Birleşik Devletleri

Büyük Kanyon Ulusal Parkı

Colorado Nehri tarafından oyulmuş olan Büyük Kanyon (yaklaşık 1.500 metre derinliğinde) dünyanın en muhteşem vadisidir. Yatay katmanları, son iki milyar yılın jeolojik tarihinin izini sürmektedir. Ayrıca,  zorlu bir çevreye adapte olmayı başarmış insanların tarih öncesi izlerini taşır. Büyük Kanyon, dünyanın en büyük jeolojik şaheserlerinden bir tanesidir. Büyük Kanyon Ulusal Parkı 1979 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunmaktadır.

30. Schönbrunn Sarayı ve Bahçesi - Avusturya

Schönbrunn Sarayı ve Bahçesi

Avusturya’da bulunan Schönbrunn Sarayı ve Bahçeleri, türünün en iyi örneklerinden bir tanesidir. Avrupa'daki en etkileyici ve iyi korunmuş Barok yapılarından biri olarak göze çarpmaktadır. Ayrıca, 17. yüzyılın sonundan 20. yüzyılın başlarına kadar Avrupa tarihinin uzun bir döneminde Habsburg Hanedanı'nın gücünün ve etkisinin maddi sembolü olmuştur. Mimarlar Johann Bernhard Fischer von Erlach ve Nicolaus Pacassi tarafından tasarlanmıştır ve dekoratif sanatın seçkin örnekleriyle doludur.

31. Devler Kaldırımı - İrlanda

Devler Kaldırımı

Devler Kaldırımı Kuzey İrlanda'daki Antrim platosunun kenarında, deniz kıyısındaki bazalt kayalıkların eteğinde yer alır. Denizden çıkan yaklaşık 40.000 büyük siyah bazalt sütundan oluşur. Bu dramatik manzara, denizden İskoçya'ya doğru uzanan devlerin efsanelerine ilham vermiştir. Ayrıca bu oluşumların son 300 yıldaki değişimleri yer bilimlerinin gelişimine büyük katkı sağlamıştır. Devler Kaldırımı 1986 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır.

32. Mostar Köprüsü - Bosna Hersek

Mostar Köprüsü

Neretva Nehri'nin derin bir vadisini kapsayan tarihi Mostar kasabası, 15. ve 16. yüzyıllarda bir Osmanlı sınır kenti olarak tanınmıştır. Mostar uzun zamandır eski Türk evleri ve adını aldığı Eski Köprü Stari Most ile tanınmaktadır. Ancak 1990’lardaki olaylar sırasında Mostar Köprüsü yıkılmıştır. Daha sonra UNESCO tarafından kurulan uluslararası bir bilim komitesinin katkılarıyla restore edilmiştir. Yeniden inşa edilen Eski Köprü ve Eski Mostar Şehri, uzlaşmanın, uluslararası işbirliğinin ve çeşitli kültürel, etnik ve dini toplulukların bir arada yaşamasının bir simgesidir.

33. Versay Sarayı - Fransa

Versay Sarayı

Versay Sarayı, uzun süre boyunca Fransız krallarının başlıca ikametgahı olmuştur. Birkaç kuşak boyunca sayısız mimar, heykeltıraş, dekoratör ve peyzaj mimarı tarafından bugünkü haline getirilmiştir. Versay Sarayı bir asırdan fazla bir süre boyunca tüm Avrupa’ya ideal bir kraliyet ikametgahı modeli sunmuştur. Versay Sarayı ve Parkı devrim ile birlikte işlevini yitirmiş, ancak devlet tarafından korunarak 19. yüzyılın başlarında bir müzeye dönüştürülmüştür.

34. El-Hamra Sarayı - İspanya

El-Hamra Sarayı

İspanya’da bulunan El-Hamra Sarayı, Grenada şehrinde yer almaktadır. Oldukça turistik bir bölge olduğundan dolayı burası her zaman kalabalıktır ve bundan dolayı önceden bilet satın alınması veya günün erken saatlerde ziyaret edilmesi önerilmektedir. El-Hamra Sarayı 1984 yılında İspanya'daki UNESCO Dünya Mirası Alanlarından biri olarak listelenmiştir. Burası Grenada kentindeki orta çağ bölgesini temsil eder. Şehrin bu bölgelerinde özenle korunmuş Arap mahalleleri de bulunmaktadır.

35. Amalfi Sahili - İtalya

Amalfi Sahili

Amalfi sahili, etkileyici bir güzelliğe ve doğal çeşitliliğe sahip bir alandır ve İtalya’nın en turistlik bölgelerinden bir tanesidir. Orta Çağ'ın başlarından beri insan toplulukları tarafından yoğun bir şekilde iskân edilmiştir. Amalfi Sahili on beş belediyeyi, tarım arazilerini ve üç doğal rezervi kapsayan 11.231 hektarlık geniş bir alanı kaplamaktadır. Dördüncü yüzyılda Roma kolonisi haline gelen bölge, Orta Çağ'ın başından itibaren yoğun bir yerleşim görmüştür. Amalfi Sahili’nin doğası bozulmamış ve insan faaliyetinin sonuçlarıyla daha da güzelleşmiştir.

36. Pimachiowin Aki - Kanada

Pimachiowin Aki

Kanada’da bulunan Pimachiowin Aki, Yaşam Veren Topraklar anlamına gelir ve nehirler, göller, sulak alanlar ve kuzey ormanlarından oluşan özel bir bölgedir. Balıkçılık, avcılık ve toplayıcılıkla yaşayan yerli bir halk olan Anishinaabeg'in atalarının evinin bir parçasını oluşturur. Bu değerli doğanın korunması ve sonraki nesillere aktarılması için UNESCO tarafından koruma altına alınmıştır.

37. Kotor - Karadağ

Kotor

Karadağ'ın Adriyatik kıyısındaki bu doğal liman, ünlü duvarcılık ve ikonografi okulları ile orta çağda önemli bir sanat ve ticaret merkezi olmuştur. Çok sayıda anıt ve kilise bıulunmaktadır. Fakat şehir  1979 yılında gerçekleşen depremde ciddi şekilde hasar görmüştür. UNESCO'nun yardımıyla tüm şehir büyük ölçüde restore edildi. Antik şehir 14.600 hektarlık bir alanı kapsar ve yaklaşık bin beş yüz metrelik dağlarla çevrili birbiriyle bağlantılı iki koydan oluşan bir manzaraya sahiptir. 1979 yılının sonunda UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne eklenmiştir.

38. Batalha Manastırı - Portekiz

Batalha Manastırı

Batalha Manastırı, 1385'te Aljubarrota savaşında Portekizlilerin Kastilyalılara karşı kazandığı zaferi anmak için inşa edilmiştir. Sonraki iki yüzyıl boyunca Portekiz monarşisinin ana binası olarak kalmıştır. Burada Manueline sanatından derinden etkilenen, son derece özgün, ulusal gotik bir stil kullanılmıştır. Tasarım, İngiliz mimar Master Huguet'e atfedilmiştir. Şapelin kat planı, bir kare içine yerleştirilmiş sekizgen bir boşluktan oluşur. Tavan ise sekiz köşeli yıldız şekline sahiptir. Şapel duvarlarındaki bölümler, aralarında Prens Henry’nin de bulunduğu mezarları içerir.

39. Kızıl Meydan - Rusya

Kızıl Meydan

13. yüzyıldan bu yana Rusya'daki en önemli tarihi ve siyasi olaylarla ayrılmaz bir şekilde bağlantılı olan Kremlin, Büyük Prens'in ikametgahı ve aynı zamanda dini bir merkezidir. 14. ve 17. yüzyıllar arasında seçkin Rus ve yabancı mimarlar tarafından inşa edilmiştir. Ayrıca Kızıl Meydan'da bulunan Aziz Basil Bazilikası, en etkileyici Rus Ortodoks anıtlarından biridir ve milyonlarca turisti kendisine çekmektedir. Kızıl Meydan 1990 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiştir.

40. Aziz Sofya Katedrali - Ukrayna

Aziz Sofya Katedrali

İstanbul’da bulunan Ayasofya'ya rakip olacak şekilde tasarlanan Aziz Sofya Katedrali Kiev’de yer almaktadır. Katedral 11. yüzyılda Aziz Vladimir'in vaftiz edilmesinden sonra müjdelenen bir bölgede kurulan Hristiyan Kiev prensliğinin başkenti olan Yeni Konstantinopolis'i simgeler. Aziz Sofya Katedrali 1990 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir. Göz alıcı katedralin ihtişamlı mimarisi, Bizans sanatının seçkin bir örneği olarak kabul edilmektedir.

41. Meteora - Yunanistan

Meteora

Neredeyse gökyüzüne kadar uzanan kumtaşı zirvelerinin olduğu bir bölgede, keşişler 11. yüzyıldan itibaren bu gök sütunlarına yerleşmiş ve ortaya bu masallardan fırlamış gibi görünen manzara  çıkmıştır. Yunanistan’da bulunan Meteora’da pek çok fantastik film ve dizi de çekişmiştir. Adeta kale gibi görünen bu manastırlar ortalama olarak beş yüz metre yüksekliktedir ve adını da bu yüksekliğinden almıştır. Ayrıca bu devasa kaya bloklarının da altmış milyon yıl önce oluştuğu düşünülmektedir. Meteora 1988 yılından beri UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’nde bulunur.

42. Tikal Milli Parkı - Guatemala

Tikal Milli Parkı

Guatemala’da bulunan Tikal Milli Parkı, yemyeşil bitki örtüsü ile çevrili bir ormanın kalbinde yer alır ve milattan önce 6. yüzyıldan kalma Maya uygarlığının en önemli merkezlerinden bir tanesidir. Milli parkın tören merkezinde muhteşem tapınaklar, saraylar ve rampalarla erişilen meydanlar bulunur. Evlerin kalıntıları çevredeki kırsal alana dağılmış durumdadır. Milli park Maya Ormanı olarak adlandırılan ve komşu Meksika ve Belize'ye uzanan geniş bir orman bölgesinde yer almaktadır. Olağanüstü biyolojik çeşitliliği ve arkeolojik önemi nedeniyle hem doğal hem de kültürel kriterlere sahip olan birkaç Dünya Mirası varlığından biridir.

43. Trinidad - Küba

Trinidad

Küba’nın en turistik bölgesi olan Trinidad şehri tarihi ve kültürel değeri sayesinde UNESCO listesinde yer almaya hak kazanmıştır. Trinidad 1988 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunmaktadır. Şehir 16. yüzyılın başlarında kurulmuştur. Günümüzde Küba’nın en turistik bölgelerinden bir tanesidir. Dar arnavut kaldırımları, eski binaları ve tarihi dokusu ile ziyaretçileri büyülemektedir.

44. El Tajin - Meksika

El Tajin

Veracruz eyaletinde bulunan El Tajin, 9. yüzyılın başlarından 13. yüzyılın başlarına kadar en güçlü zamanlarını yaşamıştır. Teotihuacan İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra kuzeydoğu Mezoamerika'daki en önemli merkez haline gelmiştir. Kültürel etkisi tüm Körfez boyunca yayılmış ve Maya bölgesine nüfuz etmiştir. Eşi benzeri olamayan mimarisi, sütunlar ve friz üzerindeki ayrıntılı kabartmalarla karakterize edilmiştir. Antik Meksika ve Amerikan mimarisinin bir şaheseri olan 'Nişler Piramidi', binaların astronomik ve sembolik önemini ortaya koyar. El Tajin, Meksika'nın İspanyol öncesi kültürlerinin ihtişamının ve öneminin olağanüstü bir örneği olarak UNESCO tarafından korunmaktadır.

45. Machu Picchu - Peru

Machu Picchu

And Dağları'nın doğu yamaçlarında, deniz seviyesinden 2.430 metre yükseklikte bulunan ikonik Machu Picchu, Peru'ya tatil yapmayı düşünenlerin mutlaka görmesi gereken bir destinasyondur. İnka medeniyetinin en önemli mirası olan Machu Picchu'nun neden inşa edildiği ve daha sonra gizemli bir şekilde terk edildiği konusunda hala çok fazla tartışma bulunmaktadır. Ancak yaklaşık iki yüz yapıdan oluşan büyüleyici dini, törensel, tarımsal ve astronomik kutsal alanın görülmesi gereken bir manzara olduğu su götürmez bir gerçektir. Kapılarından, tapınaklarından ve evlerinden geçerken İnkaların Kayıp Şehri'ne hayran kalmamak mümkün değildir.

Sıra İçerik Kullanıcı Puanı
1 Nemrut Dağı 9,4
2 Hattuşa 9,3
3 Çatalhöyük 8,7
29.03.2022
Yorumlar
Nerdenerede
NerdeneredeYönetici
26.02.2024 - 11:10
UNESCO Dünya Mirası Listesi, dünya üzerindeki kültürel ve doğal öneme sahip varlıkları korumak amacıyla UNESCO tarafından belirlenen ve bir listeye eklenen yerleri içerir. Bu liste, 1972'deki Dünya Mirası Sözleşmesi'nin kabulü ile oluşturulmuş ve listede yer alan varlıklar, olağanüstü evrensel değere sahip olmaları nedeniyle korunmaktadır. Dünya Mirası alanları, kültürel, tarihi, bilimsel veya estetik açıdan önemli yerler veya doğal oluşumlar, yaşam alanları içeren ekosistemler gibi doğal değerler olabilir.

Dünya Mirası Listesi iki ana kategori altında düzenlenir:

Kültürel Miras: Tarihi yapılar, şehirler, anıtlar ve benzeri insan eliyle yapılmış eserler bu kategoriye dahildir.
Doğal Miras: Önemli doğal oluşumlar, jeolojik ve fizyografik oluşumlar, önemli ekolojik ve biyolojik süreçlerin yaşandığı alanlar bu kategoride yer alır.
Ayrıca, hem kültürel hem de doğal öğeleri içeren "Karma Miras" alanları da bulunmaktadır.

Bir yerin Dünya Mirası olarak kabul edilebilmesi için, UNESCO'nun belirlediği kriterlerden en az birini karşılaması gerekmektedir. Bu kriterler, o yerin evrensel değerini ve benzersizliğini vurgular. Dünya Mirası olarak listelenen yerler, uluslararası koruma altına alınır ve bu alanların korunması için üye devletlerle birlikte çalışılır.

Listeye eklenmiş yerler, uluslararası toplumun korunması gereken değerli mirasları olarak kabul edilir. Bu, söz konusu yerlerin korunması ve bakımı için uluslararası yardım ve fonların sağlanmasını teşvik edebilir. Ancak, bir yerin Dünya Mirası Listesi'ne eklenmesi, o yerin yönetimi ve korunması konusunda yerel ve ulusal düzeyde önemli sorumluluklar da getirir.

Liste sürekli güncellenmekte olup, her yıl UNESCO'nun Dünya Mirası Komitesi tarafından yeni miraslar eklenmekte ve mevcutların durumları gözden geçirilmektedir. Bu süreç, kültürel ve doğal mirasın korunması ve sürdürülebilir yönetimi açısından önemli bir rol oynamaktadır.
Barış B
Barış BMisafir
24.04.2022 - 20:06
Efsane bir liste olmuş. Tebrikler :)
18.06.2022 - 23:49

Teşekkürler :)

İlgili İçerikler

Tarih, kültür, sanat… birçok konuda dönüp baktığımız bir kıta Avrupa. Keza güncel olaylarda da sıkça ilgimizi çekiyor; kimilerini Türkiye kadar...

Benzer İçerikler

Dünyanın en büyüleyici, ilginç ve sıra dışı kentlerinden biri olan İstanbul, bildiğiniz üzere Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlıyor. Kentin...

Coğrafi konumu ve ev sahipliği yaptığı değerler bakımından yalnızca ülkemizin değil, dünyanın da en önemli şehirlerinden biri olarak görülen İstanbul;...

Her anlamda metropol olmanın hakkını sonuna kadar veren İstanbul’da gezilecek yerler listesini tamamlamak için belki aylar yetmez. Hatta İstanbul’u baştan...

Şehrin gürültüsü, karmaşası ve telaşı bazen insanı gerçekten çok yoruyor. Öyle hızlı bir tempoda yaşıyoruz ki, bazen yorulduğumuzun bile farkına...

Kentin boğucu atmosferinden uzaklaşmak, doğayla baş başa kalmak ve biraz kafa dinlemek için keyifli bir kamp tatiline çıkmaya ne dersiniz?...